kuran'ın salat kelimesine namaz, dua, rahmet, din, destek, toplumsal dayanışma, vb anlamlar verilmektedir (yorumun önü açık olduğu için daha da vardır da benim gördüklerim bu kadar).
ama çoğunluğun kabul ettiği (ittifak ve tevarüs edilen) anlam, kelimenin namaz anlamına geldiği yönündedir.
yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olmayan toplulukların aktara geldiği haberlere mütevatir haber denir.
fakat kuran bizi her geçen gün daha çok etkilemeye ve şaşırtmaya devam ettiği için bu konu hakkında da kurana başvurmaya karar verdiğimizde enteresan bir şey oldu, kelimeye verilen anlamların hepsi kuran ile çelişiyor, hemde hepsi.
asıl meseleye gelmeden önce haddinden fazla saçma iki iddiayı ele alalım.
bazıları el takısı ile geldiği yerde yani es salat ise namaz, diğer yerlerde destek gibi ipe sapa gelmez şeyler söylüyorlar. yahu kitab el kitab olduğunda kitab olmaktan çıkıp defter oluyor mu? müşrik, el müşrik olduğu yerde muvahhid mi oluyor? kafir, el kafir olduğu yerde muhatab imana mı geliyor? el takısı kelimenin anlamı değil bağlamı ile alakalıdır. bu kelime ile kastedilen daha önce gündem edildi demektir. artık biliniyor olması daha önce gündem edilip hakkında bilgi verildiği içindir. bilinen namaz değil bilinen salat anlamı daha yerindedir. çünkü es salattan önceki ayetlere bakınca namazın tarifini göremezsiniz ama salat ile alakalı onlarca şey anlatıldığını (tabi zihninizi salat hakkında bildiğinizi varsaydığınız şeylerden arındırınca) görebilirsiniz.
yine bir başka ipsiz sapsız görüşte salat, destek rahmet dua felandır ama ikame ile geldiğinde yani eqimus salat olduğunda namazı kıl olduğu yönündedir. yahu eqimud din, dini kıl mı demek? eqimul vezn, vezni kıl mı demek? eqimus şahadet benzeri bir sürü kullanım var. siz ne dediğinizin farkında mısınız yahu?
şimdi asıl meseleye gelelim. ama bu yazının (nasipse) ikincisi olacağı için burada en can alıcı kısmı ele alacağım sadece. salat kelimesinin anlamı ne olursa olsun kuran'a hiç bakılmadığını gördük. namaz, dua, rahmet, din, destek, toplumsal dayanışma, yoksulluktan ve cehalletten arınma, vb anlamları verenlerin hepsi için diyorum bunu.
şuayb bağlamında bu ayete bütün meal ve tefsirler (salat için ne anlam verirlerse versinler) "... sana salatın mı emrediyor?" anlamı vermesine rağmen kimse "yahu salat kim ki emrediyor?" dememiş!
yahu emir vermek akılsız varlığın yapacağı iş midir? te'muruke diyor yahu. hatta namaz bir varlık mıdır? ya destek bir varlık mıdır? ya toplumsal dayanışma?
burada en anlamlı gibi görünen yorum (bu da sadece yorumdur yani boş) "din" anlamı verenlerinkidir.
çünkü din islamdır, islam konu ise allah söz konusudur. allah'ın emretmesi anlaşılır bir durumdur. ama namaz emredemez. destek emredemez. toplumsal dayanışma emredemez. fiil orada herkesin gözü önünde duruyor işte. emretmek sadece akıllı iradeli bir varlığın yapacağı iştir. yorum üstüne yorum yapılıyor ama nasıl başarıyorlarsa karşılarında duran kelimeyi ( te'muruke) görmüyorlar. salat bence şudur bizce budur ittifak budur bla bla bla... oysa salat kelimesine din anlamı da verilemez. çünkü din zaten kuran'ın çokca kullandığı bir kelimedir.
bu kadarla kalsa iyi, eğip bükerdik bir şekilde! ama çok daha fazlası var kuranda.
es salat, münker ve fahşa'dan alıkoyarmış ayete göre. hem de ayet inne ile başlıyor. yani bu koşulsuz şartsız böyleymiş.
yahu nehyetmek akılsız iradesiz bir varlığın yapabileceği iş mi allah aşkına? bakınız karşımızdaki fiilin kendisi (tenha) es salat'ın akıllı iradeli bir varlık (kim yada kimler olduğu şu an bahsi diğer) olduğunu gösteriyor açıkca. üstelik nehyettiği şeylere bakın hele, münker ve fahşa... anlamları üzerine sonra duracağız ama meallerin dediği gibi olsun şimdilik.
es salat için verilen anlamların hepsi çöp olmasına rağmen bunların en uçuk olanı namaz'dır. çünkü hem bunda ciddi bir ittifak var ve hemde namaz, onu kılanı nasıl fahşa ve münkerden alıkoyacak yahu? realitedeki iğrençlikleri bilmesek dahi kuran'ın salat ile namazı kastetmediğini bilirdik ama anlamamak için direnen inatçı arkadaşlar için iğrenç realiteyi de gündem etmek gerek.
bunlar 5dk lık tarama yaparak nette karşımıza çıkanlar. daha bilinen ve bilinmeyen neler var Allah bilir... yani namaz'ın kimseyi fahşa ve münker'den menettiği yok.
ipe sapa gelmez yahudi geleneklerini islama taşıyan, islam dinini muhammed'in özel yaşamı haline getirenler beynamazlar (namaz kılmayanlar) mıydı yani? islam dininin üzerine atılan tüm iftira ve zırvalar namaz kılanların halt etmesi yahu. ateistin çapı mı yeter kuran'ı - dolayısı ile islamı karalamaya? o ahmaklar kendileri dışında kimseye zarar veremezler. ama ya kuran bunu diyor diyen ulama? ya takipçilerinin ağzına baktığı bir kuran açıklayıcısı? islam dinine kimse zarar veremez. ama insanların zihnindeki islam düşüncesinin bozuk olmasının bir sebebi namazında niyazında olan müslüman ulemanın halt etmesidir. tek sebebi demiyorum çünkü bunların karşısındaki sürü bunların ağzına bakmak zorunda değildi. kendisi de açıp okuyabilirdi kuranı. yada bilmiyorum derdi aslanlar gibi ama neyse... nihayetinde bunların hepsi namazını kılan insanlardı. ve işte gelinen günde islam anlayışı. yani namaz'ın kimseyi bir şeyden men ettiği yok. yahu zaten edemez de . çünkü men etmek akıllı iradeli varlığın yapabileceği bir şeydir.
zaten teknik olarak bunu yapması mümkün değil. yahu düşünsenize, sözde Allah'a yönelip aslında betonarme bir yapıya dönüp "kul ya eyyuhel kafirun, la a'budu ma ta'budun..." diyorsunuz. kimin kime ne dediği anlaşılır gibi değil ve bu eylemler namaz kılanı fahşa ve münkerden koruyacak öyle mi? yahu hayallerde bile mümkün değil böylesi bir şey.
not; aklı evvelin biri çıkıp, namaz bu sapıklıkları ortaya çıkıyor dediğimizi sanmasın. alakası yok. kuran'ın salat kelimesine namaz anlamı verilmesi, yine kıyam ruku secde kelimelerinin anlamlarının mercisinden (kuran'dan) saptırılmasını tenkid ediyoruz biz. namaz nasıl ki kimseyi fahşa ve münkerden nehy edemezse yine aynı şekilde bir kimsenin fahşa ve münkerinin sebebi de olamaz.
buna keza salat için destek yada toplumsal dayanışma, cehalletten arınma gibi anlamlar verenler var. tabi bu çok zeki arkadaşlara göre namaz ilkel bir ritüel ama onlar gelişti, bu durumda gelişmiş yani modern bir anlam bulmaları lazım. akıllı geçinen kafirler diyorum ben bunlara. yahu sana mı kaldı metne modern bir anlam yüklemek? namazı ilkel yapan nedir? ya senin yaşamın o namaz kılanların yaşamından çok daha geri kalmış bir yaşam ise? bunu anlamanın yolu Kuran'ın hakem olması ve modern yani medeni yaşamı o'nun tanımlamasından geçer ama izin vermiyorsunuz ki kelime ve kavramlarını kendisi açıklasın. iman eden biri ne namaz aramalı kuranın içinde ne de toplumsal bir şeyler. insanlığın modern diye bildiği bu kokuşmuş yaşamı desteklemek zorunda değil Allah. yada bilim denen insanlığın kendi imkanlarını test etme oyununu neden desteklesin kuran? allah ve dolayısı ile kuran'a iman eden sadece karşısındaki kelimelerin peşine takılır. kelimeleri kendi peşine takmaz. bu kafayla dileyen namazı dileyen desteği yada bilim ve teknolojiyi dahi bulur kurandan. siz yeterki bulmak istediğiniz şeye önceden karar verin. böylesi bir zırvadan açığa çıkanlara iman edebilir ve onlarla gül gibi geçinebilirsiniz ama bunun üstüne benim kılavuzum kuran derseniz önce ilkesiz sonra biraz müşrik biraz münafık ve başka şeyler de olursunuz ya neyse...
hem bakın destek, toplumsal dayanışma gibi anlamları verenler acaba bu tarikat ve cemaatler kadar destek yada toplumsal bir şeyler yapıyor mu acaba?
https://www.indyturk.com/node/610301/haber/muhafazak%C3%A2r-vak%C4%B1f-ve-dernekler-deprem-b%C3%B6lgesinde-neler-yapt%C4%B1
üstteki linkte diğer dernek ve cemaatlerin yaptıkları maddi ve manevi desteklere dair çok daha fazlası var. yani hem destek yapıp hem fahşa ve münker yapmak mümkün.
dileyen salat kelimesine eğitim öğretim yada bilim teknoloji anlamı da verebilir ama eldeki veriler üniversitede prof olan öğretim görevlilerinin dahi akıl almaz ahlaksızlıkları yapabildiklerini gösteriyor
https://www.koregazisi.com/koredeki-universitelerde-taciz-en-cok-profesorler/
medeni diye yere göğe sığmayan avrupanın da aynı sorundan muzdarip olduğu bilinir
https://tr.euronews.com/2023/06/26/ispanya-basbakani-sanchez-yeni-tecavuz-yasasi-hukumetin-en-buyuk-hatasi
üniversiteside kimya mühendisliği bölümü öğretim üyesi prof. dr. da olsanız bu sizi fahşa ve münkerden korumaz.
durum avrupada da farklı değil. bkz isveç ve ingiltere.
https://tr.euronews.com/2020/10/10/isvec-te-tecavuz-oranlar-neden-yuksek
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/iskandinav-ulkelerinde-cinsel-taciz-vakalari-gunden-gune-artiyor/2389620#
yani ister namaz kılın, ister mühendislik okuyun, ister prof olun, ister avrupalı olun yada destek/bağış kurumu yönetin bu sizi fahşa ve münkerden felan korumaz. zaten böylesi bir şey aklen muhaldir. yahu bir eylem, insan davranışlarında nereye kadar belirleyici olabilir ki? bazıları benim namazım beni alıkoyuyor diye kendini kandırabilir. ne yani siz namazı bırakınca içkiye başlayıp eşinizden başka kadınlara bakar mı olacaksınız? biz olmadık işte, evelallah asla böylesi ahmaklıklarımız olmaz. hem bırakın namazı desteği yüksek öğrenim görmeyi, yahu binlerce sıradan insan namaz kılmıyor olmasına rağmen saçma olduğu için yapmaz bunları. içki içmenin insan bilincini manupule ettiği ve insanın bilincini koruması gerektiğini bilmesi için namaz mı kılması lazım? üniversite diploması mı lazım? destek yada toplumsal bir başka şey mi yapmak lazım? ya insan kendi aklı ile bu bilgiye ulaşır ve iradesini bu yönde kullanır yada birisi bunun böyle olması gerektiğini yani bunları asla yapmamasını vaazeder ve ona itibar edilir.
insanın okurken midesi bulanan onlarca vakıa söz konusu. imam ablasının kızına tecavüz ediyor ama adinin ifadesi yine bir facia.
https://forum.donanimhaber.com/oz-yegenine-tecavuz-eden-imam-mahkemedeki-ifadesinde-igrencligin-zirvesine-cikti--130687695
namaz, kılanı kötülük ve çirkinlikten menedermiş... etmiyor işte arkadaş etmiyor, etmemiş.
men etmek, ancak akıllı iradeli bir varlığın yapacağı iştir.
kelimeler bağlamından anlaşılır, salat heryerde aynı anlama gelmez diyerek kelimlere birbiri ile alakasız anlamlar vermeniz yine sizin yorumunuz dışında bir şey değil. evet kelimeler bağlamından anlaşılır ama aynı kelime bir yerde elma bir yerde armut olmaz. yani kelime sülasi kökündeki anlamdan bağını asla kopamaz, hangi kalıba hangi bağlama gelirse gelsin. yaptı, yapmak, yap, yapı, yapıt, yaptım, yapıyorum, yapacağım, ...
çok anlamlılık mevzusu gündeme gelir konu salat olunca ama bu da çöp. bkz genelde yüz kelimesi örnek verilir buna. denizde yüzmek, hayvanın dersini yüzmek ve insanın yüzü alakasız şeylermiş gibi lanse edilir.
oysa deriyi yüzmek, içinde olanı dışarı /üste/ön plana çıkarmak içindir.
suda yüzmek, üste çıkmak demektir. suyun dibine çökene yüzüyor denmez.
yüz ise insanın ön plana çıkan bir açıdan üste çıkan tarafıdır. insanlar orasına burasına değil yüzüne bakıp tanınır.
hep bir ortaya çıkma yada ön plana çıkma anlamları vardır bu kelimede.
sayı ile yüz, (muhtemelen) kabalanın yani yahudi inancının temellerini yada bir açıdan zeminini oluşturan özel bir dil (yada bu dili taklit) olduğu için kökeni ve dahası onların yüklediği anlam dışında bir anlamı yok. uzun bir bahis fakat sayıların anlamına çalışmanızı öneririm. sayı olarak alırsınız, sayısal işlemler yapabilirsiniz. ama bir sayının anlamı nedir? siz hiç bir sayının (üç beş altı yada on olsun farketmez) sülasi kökünde bir anlam olduğunu işittiniz mi? ben baktım göremedim. dileyen dilediği sözlükten tarama yapabilir. uzun ve ayrı bir bahis ama önemlidir çünkü kurandaki bir çok bahsin anlaşılmamış olması bence bir çok kelimenin sayı olarak algılanmasından kaynaklıdır. (kuranda geçen sitteti eyyamin ifadesindeki sitte'yi sayı olarak almayın yevm içinde gün anlamı vermeyin bakın ayet hangi büyük sorulara yanıt veriyor. dediğim gibi başlı başına bir çalışmadır.)
konumuz olan salat'a dönecek olursak bir başka zırva daha yapılıyor. şöyle dediklerini görürsünüz "salat namazdır, bak Kuran'da secde geçiyor, rüku geçiyor, kıyam geçiyor, kıraat geçiyor, nida geçiyor, ..."
anlamlı bir söz söylediğini zanneden bu arkadaşlar kitabı anlamaktan ziyade kendi ağzından çıkanı dahi anlamıyor. yahu bir ateist çıkıp "bakın kuran Allah diye bir zattan bahsediyor, sonra müşrik diyor, münafık diyor, kafir diyor, cahil diyor yani nihayetinde "Allah, müşrik münafık kafir ve cahildir" dese siz buna itiraz edemezsiniz. çünkü benzer bir saçmalığı siz yapıyorsunuz. yahu kitabın başka başka cümlelerinden tek tek toplanan kelimelerden bir anlama ulaşmak ne demek? yahu yeryüzünde böyle okunan bir başka kitap biliyor musunuz? bunu düzdünyacı ve küredünyacılar da yapıyor. bak küre diyor bak döşek yani düz diyor felan filan. yahu ayeti oku hele, bağlamına bak bi, kimlerden ve hangi olaydan bahsediyor?
önce bir anlama ulaşıyor sonra onu kitabın içinde arıyorlar. tabi bulursunuz aradığınızı. nihayetinde kelimeleri başka başka cümlelerden alıntılıyor olmanız sizin için sorun olmuyor. ama ayıp yahu. olacak iş mi bu?
buna keza kuran da namaz arayan arkadaşlar "bakın kuran secde kıyam rukü diyor" dedikten sonra dönüp o ayetlere bi bakmaz mı insan yahu? o ayetler sizin amacınıza ulaşmak için kullandığınız secde rukü kıyam kelimelerinin namaz'ın parçası olmadığını söylüyor, namaz'ın parçası olduğunu değil.
ruku kelimesini alıp, ayete rağmen nasıl namaza bağlarsınız arkadaş? kuran ile savaşmak demektir bu yahu. ayet böyle bir saçmalığı yapmayın diye kullanmış sanki bu kelimeleri (allahu alem).
önceki ayet yukarıda adı geçenleri aşağıda hunne zamiri karşılıyor (sonraki ayet el leyl ve en nehar'a hum diyecek). gökteki güneş ve ay olur mu hiç kendisine secde etmeyin denenler? bu neyse ama bakın, onlara secde etmeyin Allah'a secde edin deniyor. yahu neden onlara salat etmeyin - Allah'a salat edin denmiyor? secde namazın secdesi ya hani size göre... yahu bunlarla oyalanırlen neleri kaçırdığınızın farkında dahi değilsiniz. eş şems ve el kamer için ruku etmeyin diyen tek bir ayet yok. onlar ile alakalı neden hep secde gelir de ruku gelmez? secde ve ruku kelimelerine kelime anlamlarını yükleseniz (yani bu kelimeleri alıp namazın bir parçası yapmasanız) zaten onlara ruku etmenin teknik olarak mümkün olmadığını ama secde edilebildiğini - bunun insan yaşamında da iğrenç bir karşılığı olduğunu görecektiniz. ayetlerde muazzam incelikler söz konusu ama sizin namaz ile uğraşmaktan bu vb ayrıntıların açtığı ufuktan geçme imkanınız yok.
bu ayetlerde secde ruku kelimelerini çekip namaz demek nasıl bir saçmalık arkadaş? yahu bu ayetler en temelde secde ve ruku'nun kesinlikle namazın konusu olmadığını hatta salat'tan bağımsız kavramlar olduğunu gösterir. kör müsünüz bunları görmeyecek kadar yahu?bu meal doğru ise Allah'ın evi var. ibrahim'in makamı da camidir. ama ayeti yazan namazın rükunlarından kıyamı unutmuş. ev temizliği de, ancak namaz kılanlar (namaz yarım çünkü kıyam yok) için lazımmış. ruku ve secde edenler yoksa evin pis olması sorun değil anlaşılan. yahu beyt ev (mekanik yapı) değildir, ka'be hiç değildir. Allah zaman ve mekandan münezzehtir yahu. zaman ve mekandan münezzeh olanın dini zamana ve mekana sığar mı? salat namaz değildir, destek değildir, dayanışma felan değildir. ruku ve secde kelimeleri kendi başına anlamları olan müstakil ve çok özel kelimelerdir. insanda utanma olur yahu. sanki roman okuyorlar arkadaş. bilmiyorum demek evladır arkadaş, bu kitab çok büyük çok, başka kitaplara benzemez.
namazın kıyam ruku'su secdesi Kuran'da var diyen hoca bu ayete gelince kıyam için diriliş vesilesi demiş. yanlış ama bu bile iyi. namazın kıyamı dese şaşırır mıydık? diriliş vesilesi değil oysa dik duruşun, ayakta kalabilmenin tek yoludur ayetin tayin ettik dediği kimseler. el ka'betel beytel harame ifadesinin zincirleme izafet olduğu ve ayetin sonundaki haram'dan dolayı akıllı iradeli bir varlığı kastettiği daha ne kadar açık olabilir? yahu mekkedeki küp şeklindeki yapı ölüm vesilesi ne dirilişi?
salat'a yoksulluk ve cehaletten arınma anlamı verenlerde var. yahu herkes önce aklına bir şey koymuş sonra metne söyletme çabası derdine düşmüş. aklınızı mı yitirsiniz yahu?
Allah ve melekleri o nebi üzerine yoksulluk ve cehalletle mücadele mi ediyor yani? yok buraya gelince destek oluyor. neden destek oluyor peki? çünkü metne bakıp sadece yorum yapılıyor da ondan. anlamlı bir şey bulunca aha bu salat bu diye fırlıyor akıllım. yahu senin aklının aldığı kadar olur mu hakikat?
bkz bu ayette salat muzari fiil ve tef'il babında yani aşama aşama ve şiddetli bir şekilde Allah ve melekleri'nin o nebi ile alakalı olarak yaptığı bir fiil. bu fiil es salat şeklinde isim olacak sonra. yorum yapma metni takip et, ölür müsün be arkadaş? bilmemek uydurmaktan evladır. hele neyi bilmediğini bilmek muazzam bir kazanımdır. yorum yapınca düşüncenin önü kapanır, kuran susar siz konuşursunuz artık bundan sonra... oysa, teslim olun o sizi alıp götürsün...
salat'ı namaz yapınca ortaya çıkan meale bakın şimdi. tekrar tekrar hum diyor. yani onlar kimse daha önce yada bir başka kıssada bahse konu edilmiş
onlar Allah'ı ve elçisini inkar etmişler ama namaza sadece üşenerek geliyorlarmış. yahu bunu hayal edin Allah aşkına. Allah'ı inkar, elçisini inkar ediyor ama herif namaza geliyor, hemde üşenerek. böyle biri teknik olarak olamaz ama hadi oldu diyelim. yahu bı herif ya delidir yada içkiyi fazla kaçırmıştır (gerçi böyle bir vakıa da yok ya neyse). yahu kuran böyle seviyesiz bir aptalı nasıl konu ederde kendi seviyesini aşağı düşürür? yahu olacak iş mi bu?
oysa illa ve hum dahi hum devam eden cümlenin müptedasıdır. yani illa ile yeni cümle başlıyor. es salat ile alakalı bir bir durumun inkar edilmesi söz konusu. salata üşenerek gelmek yada üşenerek salat yapmak diye bir şey olmaz.
bakınız toplum, destek , dayanışma, yoksullukla mücadele, vs sayıldıktan sonra bunlarla beraber ekimus salat deniyor. es salat için, toplum destek cehalet ve yoksullukla mücadele anlamı vermeniz boşuna. bunlar kafası biraz çalışan insanın akli ödevleridir zaten. es salat'ın ikamesi, insanın kendi aklı ile temas edip kavrayamayacağı kadar büyük bir çözüm önerisidir ve bunu alemlerin rabbi olan Allah dışında kimsenin önermeye ilmi yetmez.
ayette parantez içindeki önceden ifadesi yok. hoca takımının tek işi yorum yapmak olduğu için rezilliğimiz diz boyu. kendiniz için doğru/yerinde/mutabık/denk olandan ne takdim ederseniz Allah'ın indinde onun karşılığını bulursunuz benzeri bir anlamı var ayetin (verdiğim meal muhtemelen yetersiz. kendiniz çalışın ayete.). es salat ın ikame edilmesi ve atuz zekat herkesin kendisi içindir. şu ifadeler anlaşılsın ne batının aydınlanmasının ne bilim adamının ilminin ne ulemanın bilgisinin önemi kalmayacak. bundan ala ilim bilim aydınlanma olamaz...
yine bakınız ekimus salate ifadesindeki fiil inanılmaz bir şey söylüyor.
kame sulasi kökü, ekamu mazi if'al kalıbı, yukimu muzari if'al kalıbı
fiil nesnesini direk yani harfi cersiz alıyor üstüne if'al kalıbında geliyor. kıl gibi geçirsiz bir anlam veremezsiniz. olurda veririm derseniz artık sizi kimse hiç bir hususta tutamaz demektir. siz isterseniz bilim ve teknolojide çığır aç anlamı dahi verirsiniz fiile. karşısındaki kelimeye zerre kadar saygısı olan biri namazı kıl diye anlam veremez o fiile...
meal ve tefsirlerin elinizde kalmayan yanı olmadığı için salat ne değildir üzerine yazılacak kapsamlı bir yazı dahi bir kitap yazıdır insana.
lafa bakar mısınız yahu? sözde ibadetleri ...
yahu ayet onların salatı diyor sözde ibadetleri değil.
ibadet zaten kuranın kelimesi, kuran yazarı bilemedi mi salat yerine ibadet yazmayı?
ama hoca zeki adam ve garipliği görmüş olacak ki böyle bir metni bükme yoluna girmiş.
çünkü diğer tüm meal ve tefsirlere göre kuran, o kâfirlerin ıslık çalıp el çırpmasına salat diyor
ayeti geleneğin böldüğü yerden böler ve kelimelere bu anlamı verirseniz bu doğru. kuran ıslık çalıp el çırpmaya da salat diyor diyeceksiniz. gerçi bunu diyen zibilyon tane alim var ama ağızlarından çıkanı kulakları ne kadar duyuyor şüpheli
yahu kuran böylesi bir şeye nasıl olurda salat der? istediği kadar kınasın yaptıklarını, ki onlara kafir diyor ama yine de onların yaptıklarına salat diyor ayet öyle mi? yahu o halde ben istediğim yerde salat'a iyi anlam istediğim yerde kötü anlam yüklerim. neden çıkarıyorsun mustafa, bu Allah'ın emri kötü anlamı olur mu diyen olursa Kuran'a uydum derim.
ama hepsi zırva tabi. salat'ın bir ritüel olduğu fikri herşeyi berbat ediyor. destek köstek dayanışma aydınlanma vd tüm anlamlar uydurma.
onların salatı el beyt in indinde gerçekleşmedi/olmadı /mümkün olmadı /yapmadılar bunu
kane, kevn kainat imkan mümkün kelimelerinin türediği köktür. olmak, oluş, gerçekleşmek söz konusudur. muazzam bir kelime...
bunu yapmadılar peki ne yaptı o kâfirler? işte illa ile devam eden iki kelime (kelimelere dikkat- ve tasdiyeten, mukaen kelimesinin hali olarak gelmiş ) bunu söylüyor. onu yapmadılar, bunu yaptılar...
ayetin devamındaki fe zuku ifadesinde fe fa'i sebebiye'dir. yani yapmaları gerekeni yapmayıp yerine bunu yaptıkları için Kuran onları böyle tanımlıyor
peki neden el beyt'in yanındaki salat konu ediliyor? yahu zaten yaptıkları namaz yerine ıslık çalıp el çırpmak olsaydı bu sadece ka'be'de mi sorun olurdu? bunu hayal etmenizi öneririm. salat'ı ıslık çalarak el çırparak yapıyorum diyelim. ama bakın bu sadece ka'be'de sorunmuş. başka yerde bunu yapsam sorun değil galiba! ve bu yaptığım salat olacak bu meallere göre. ama kınanan salat bu... yahu madem bu hareketler anlamsız bunlara neden salat diyorsun ey kuran?
meallerdeki saçmalığın seviyesini umarım resmedebiliyorumdur. asırlardır bunların görülmemesinin bir tek yolu var, bakan olmaması... ya inandıkları dini (atalarından devraldığı -benimsediği sorumlulukları) kuran'da arıyorlar yada zamanın ruhunun dayattığı sözde modern dini (yaşadığı bu çağın sorumlu kıldığı şeyleri - destek, dayanışma, bilim, teknoloji, vs) düşünceleri...
el beyt ifadesi asla ve kat'a mekanik bir yapı yani mekke'deki ka'be'ye kast ediyor olamaz. konu ile alakalı devamını yazamadığım yazım linktedir. bence haddinden fazla eksik olmasına rağmen el beyt'in ne olmadığı ile alakalı olarak yeterli olduğu kanısındayım.
https://mstbysl.blogspot.com/2022/05/el-beyt-hakknda.html
kıble, bırakın namazda dönülecek yön olmayı hiç bir yöne dönmek demek değildir. kıble, kabul ikbal istikbal kelimeleri ile aynı kökten türer ve aynı anlam bağına sahiptir.
bkz ayette kastedilen resulün dönüşümü ve kabullerinin belirlenmesi /adım adım şekillenmesi anlatılıyor
ayette üç tane fe edatı var ve üçü de sebebiye fa'sı. yani böyle olduğu için böyle, böyle olduğu içinde böyle anlamındadır. ilgili resulün gökyüzüne bakması gibi saçma sapan bir hal söz konusu değil. vech kelimesi yüz değil tercih anlamındadır. felan bundan yüz çevirdi dendiğinde arkasını dönüp yürümeye başladı mı anlıyoruz. hayır tercih etmedi/itibar etmedi anlamına gelir. kıble kabuller ile alakalıdır - kabul, tercihten çok daha büyük ve tüm yaşamda yansıması olacak olan bir şeydir. tekallube qalebe fiilinden türer. kalp, kulp, kalıp, inkılap aynı kökten türer. hep bir dönüşüm söz konusudur. bu mealler, onları sorgulamayan insanı yoldan çıkarır... yüz demişken,
ey iman edenler, salata durduğunuz zaman yüzlerinizi ve ellerinizi...
salata durmak ne demek? demek herkes hareket halinde öyle mi? bazıları kalktığınız zaman anlamı veriyorlar. onlar da herkesin oturduğunu yada yattığını farz ediyor olmalı galiba... kuntum için verilen saçma anlamları geçiyorum ayet, yüzleri ellerden önce sayıyor. yani abdest alacak olan önce yüzünü sonra elini yıkamalıymış! bunu görmeyecek kadar kör olan varsa bence bu zihniyet akıl yetersizliğinden dolayı günahtan muaftır. çünkü insan bu kadar aptal olamaz. yahu vech kelimesinin insan yüzü anlamına gelmediği daha ne kadar açık ifade edilebilir? bu yetmezse, bir kaç saatinizi ayırıp kuran'da bu kelimenin izini sürün...
ama siz salat'ı, namaz destek toplumsal bilmem ne olarak alırsanız olacağı bu tabi. olmaz arkadaş olmaz. es salat anlatılanların hiç biri olamaz...
emredecek akıl ve iradesi olacak biri yada birileri
allahu alem.
devamını yazarım yada yazamam önemli değil. kuran kesintisiz olarak üzerinde düşünmenin konusu olmalıdır. kuran ile düşünme son bulmamalıdır. gayem salat şudur demekten ziyade, herkesin kendisinin okumadığı /araştırmadığı /sorgulamadığı / kuran'ı kendine kılavuz edinmediği durumda nasıl bir saçmalığın ortaya çıktığını göstermekti.
allah zaman ve mekandan beridir. dolayısı ile allah'ın dini islam da zaman ve mekandan beridir.
allah, herkese, bir başkasının değil kuran'ın peşine takılmayı nasip etsin. 🌹