13 Şubat 2022 Pazar

Fatiha 6. ayet üzerine.....

 Erhan Aktaş - Kerim Kur'an - Bize doğru yolu göster;

"اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ"
(İhdinas sıratel müstakim)

doğru yol ne demek ?

bizi doğru yola ilet!

hepimiz bir yere yürüyoruz anlaşılan ve bu üzerinde yürüdüğümüz bir yol yani! 
ve yine anlaşılan o ki, bu yoldan çok var ama bir tanesi doğru! 
bu mealden bu anlaşılıyor ve mantıklı görünüyor... 

ama bu ifade ne kadar ucu açık, ne kadar yoruma açık farkında mısınız? 
nereye çekseniz gelir. üzerine onlarca farklı tefsir yazmak mümkün ve yazılmış zaten. şu anda da okuyan herkesin aklına farklı bir şeyin gelmesi muhtemel. 

yolda mı yürüyoruz gerçekten? hayır tabi ki. 
o takdir de soyut bir yol söz konusu olmalı. 
yani "gidişat" gibi "ilerleme" gibi bir şey kastediliyor olmalı... 

gidişatı belirleyen ilmimiz, kitabtan edileneceğimiz şeyin adı da ilim nihayetinde. 

ilim yolundamıyız biz?

gerçi kelimeler söz konusu olduğunda aklına yatana/kendine mantıklı gelene iman ediyor birçokları, bu yüzden kelimeye doğru mana verilip verilmediğini umursayanımız çok az. 

ragıb el isfahani, bu kelimenin "yol" anlamına istiare ile geldiğini söyler. bu yüzden bu kelimenin ifade ettiği doğru anlama temas etmek lazım. hatta kuran'ın bu kelimeye yüklediği anlama temas etmek lazım


aksi halde "bize doğru yolu göster " ifadesi bizden allah'a (yada konuşan kimse artık) garip bir söylem oluyor

şöyle; zaten metnin kendisini allah'a izafe ettiğini biliyoruz. hem de kuran'ı okumadan biliyoruz bunu. 

doğru yolda bu metinden geçiyor olmalı. bunu en baştan varsaydığımız için okumaya başladık ve okumaya devam ediyoruz. yani yol konusunda endişemiz yok!!! 

bakın onlarca konu da ihtilaf ediyoruz, onlarca ayetin bağlamını bulamadık ama kitabı terk etmedik. soruların ancak bu kitabtan yanıt bulacağı konusunda hemfikiriz. 

kainata baktık ve arkasında akıllık iradeli ve ilkeli bir varlık olduğunu nizamın işleyişinden, nizamın ilkeli oluşundan, nizamdaki rahmetten gördük. 

eee bu kadar rahmeti olanın bizi salıvermesi yani savrulmaya terk etmesi de mümkün olmayacağına göre, bir şekilde bize bir klavuz göndermekte o'nun görevi. 

yani buna yol dersek, yahu zaten doğrunun bu yoldan geçtiğini biliyoruz. 

fatiha 6. ayetteki bu sözü eden resul benim bu bilgisiz halimle bildiğimi bilmiyor olabilir mi peki ?

o takdirde bu kelime yol diye çevrilemez

ÇÜNKÜ BU BİR YOL İSE, BİZ ZATEN ÜZERİNDEYİZ!
O ZAMAN BU DUA'YI ETMENİN NE ALEMİ VAR?

Ali İmran / 3:51
Allah, benim de Rabb'im, sizin de Rabb'inizdir. O halde O'na kulluk edin. Doğru yol budur. (erhan aktaş meali)

kulluk etmek yani allah'ın koyduğu sınırlar içinde kalmak doğru yol! ok. 

Enam / 6:87
Onların; atalarından, soylarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Onları seçtik ve dosdoğru yola ilettik. (erhan aktaş meali)

"Onları dosdoğru yola ilettik ve seçtik" de diyebilirdi. ama demiyor. seçilmiş ve takibinde "sıratın müstakim" ile buluşmuşlar. 

Enam / 6:153
Gerçekten bu, Ben'im dosdoğru yolumdur............(erhan aktaş meali)

bu ayet öncesinde (152) yetimler ve akrabalar konusunda uyulması gereken kurallar sayılıyor. bu ayet (Enam 153) öncesinde sayılanlar için "sırati mustekimen" diyor

Araf / 7:16
"Azdırmandan dolayı, onlar için* senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım." dedi. (erhan aktaş meali)

bu sözü edeni herkes biliyor. bu sözün sahibi gerçekten bir yol var ve o yolda mı oturuyor? o oturken, biz yanından yürüyüp gidemez miyiz?
ne oluyor yani, o yolda oturuyor olsa?
ne kaybederiz?
zaten yoldayız.
ne yapacak, bize omuz atıp şarampole mi itecek?

aslında ayet mealinin orjinal metin ile alakası yok . hazır gelmişken değinmeli

dedi ki; beni yanlış yönlendirmene karşılık bende senin yürürlükteki/doğru metodun üzerine temelleneceğim

bkz "غوي gwy" için

https://acikkuran.com/root/gwy (gwy - be misled - yanlış yönlendirmek)

sırat kelimesine metod manası verdim, çünkü yol kelimesinin kelimeye istiare ile verilmiş bir anlam olduğunu artık açığa çıktı ve kelimenin geçtiği ayetlere bakınca bu kelime ile kastedilenin ister soyut yada somut yol değil bir metod olduğu görülüyor. 

hem kelimenin anlamını tespit etmek için biraz etimolojik takip ile kelimenin "usul" anlamı olduğunu görmek zor değil.




a. imran 51 le sabit, kulluk sınırlarına girmek yani "la ilahe illallah" ı ilke edinmek bir metod edinmektir. 

buna tüm benliğini ile inanıyor yani güveniyor iseniz, artık her söze ve olaya bu ilke ile yaklaşırsınız. artık allah'ı görmezden gelerek ne söz söyler ne yazı yazar ne yazılanı okur ne iş yaparsınız. her eyleminizi belirleyen bir metod edinmiştiniz, artık kaçınılmaz olarak eylem ve söylemleriniz bu metodla şekillenecektir.

müminin her anına kılavuzluk eder "la ilahe illallah" ilkesi.

enam 87 de zaten seçim gerçekleşmiş, geriye metod edinmeleri kalıyor. sırat kelimesine yol anlamı verirsek zaten seçildiklerinde bu yol üzerinde oldukları için kelime tekrarı olacaktır bu ayetteki bu ifade. 

ama sırat kelimesine metod anlamı verisek " seçtik ve onlara doğru metodu verdik" gibi bir anlam ortaya çıkar ki herşeyden önce kelime tekrarı olmaz bu ifade. 

enam 153. ayetten önceki sayılanlar zaten birer metoddur. 

fatiha 6. ayete dönecek olursak;

bkz zaten 5. ayette sözün sahibi "yalnız sana kulluk eder ve yalnız sen'den yardım dileriz." diyor. 

yani, bu sözü eden her kimse, geleneksel tabirle doğru yol üzerinde. hemde öyle böyle değil. 

rabbim diyor, yalnız sana kulluk ederiz diyor, yalnız senden isteriz diyor.. 

şu an doğru yolda! olduğunu iddia edenlerin bir çoğu bile, ayetteki YALNIZ SANA (iyyake) ifadesini ihlal ediyorlar. 

ama bu ayette bu sözü eden bu sözü edip şirk içinde oluyor olabilir mi?

yani bu sözü eden kişi, bu bir yol ise kesinlikle zaten üstünde. hemde en ideal şekilde... 

ama bir de eğer bu bir yol ise yolun üstüne kalmak var. yani yolda olmak bir şeydir yolda kalmak başka bir şey... 

somut bir yol üzerindeysek bile bu yolda kalmak için bu yola has sabitelerimizin olması gerekir. yani metodumuzun... 

5. ayetten anlıyoruz ki, sözü eden kimse geleneksel tabirle zaten bu yolda. hemde olması gerektiği şekilde. artık ona bu yolda kalmak için doğru metod lazım. 

"el müstakim" kelimesi "sırat" kelimesinin sıfatıdır

"ihdina" (هدي) ifadesine "bizi ilet" manası verecek isek (bu kelime başlı başına bir çalışma konusudur aslında);

"bizi yürürlükte olan o metoda ilet" şeklinde bir mana ortaya çıkar... 

ki, buna çok ihtiyacımız var.

çünkü "Kuran yeter" diyenlere KURAN YETMİYOR!

Kuran, bir çok Resul'ün kıssasına aktarmasına ve onları birbirinden ayırmamasına rağmen, muhammed'i ön plana çıkarıp ona tapınanlar mı istersiniz.. 

Kuran, demediği halde ayetlerini mekki medeni diye ayıranlar mı istersiniz.. 

nasıl ve kime kaç defa indiğini kendisi tüm detayları ile ifade etmesine (bu o'nun hem iddiasının bir parçası hemde bunu yapıyor zaten) rağmen 23 yılda mekke-Medine de Muhammed'e indi diyeni mi istersiniz..

ayetlerin bağlamını kuran'dan aramak yerine 7.yy arabistanindan arayanı mı istersiniz.. 

tarihin en gerçek bilgisinin kendisi olduğunu iddia etmesine rağmen hâlâ uyduruk hikayelerden yola çıkıp ayetleri buhari müslüm'e (bilerek yada bilmeyerek) bağlayanlar mi istersiniz.. 

evsensel tek gerçeğin kendisi olduğunu iddia etmesine rağmen, bazı ayetlerinin tarihsel olduğunu iddia eden müslümanlar mi istersiniz..

yahudi herzelerini merkeze koyup, kuran'ı onlarla eğip bükenler mi istersiniz..

bilim denen yorumlama biçiminin verileri ile metni tahrif edenleri mi istersiniz..

sözün anlaşılması noktasında sözün ilkelerine itibar etmeyip, geri halan herşeye bakarak kelimelere yüklenen örfi anlamlar üzerinden meal ve tefsirlere bakıp içlerinden seçmeler yapıp  aklına yatacak kuran arayışını arayanlar mı istersiniz.. 

vs vs vs. 

yeryüzündeki hiç bir akıllı iradeli varlık, bir söz söylediğinde birbiri ile çelişen on farklı şey anlaşılmaz. bir söz bir şeyi ifade etmek için söylenir. söz, çok kapsamlı olsa bile kastedilen birbirinden farklı on farklı şey değil bir şeydir. o bir sözün biri bir kısmını, diğeri tümünü anlayabilir.
bu doğal bir kapasite meselesi. ama biz, birbiri ile çelişen başka başka şeyler anlıyoruz aynı sözden... 

biz bu metinden birbiri ile çelişen on farklı şey anlıyorsak, on farklı metod ile metne yaklaşıyoruz demektir

yani kesinlikle o metoda ihtiyacımız var bizim

...bizi yürürlükte olan o metoda ilet allah'ım...

yeniden düşünme üzerine düşünce denemesi...

düşünme eylemi, çoğu zaman yapılageldiği gibi yalnızca zihinsel bir uğraş, kelimelerle oyalanmak-oynamak ya da belli fikirleri tekrarlamak -...