"başkalarına, kendinize davranılmasını istediğiniz şekilde davranın" mottosu üzerine...
bu, altın kural olarak bilinir ve etik bir ilke olarak tarih boyunca birçok kültürde ve düşünce sisteminde yer almıştır. temelde empatiye dayanır ve toplum içinde uyumu teşvik eder. ancak bunun uygulanabilirliği pratikte sık sık sorunlarla karşılaşır. çünkü herkesin kendi bakış açısı, ihtiyaçları ve beklentileri farklıdır. senin "iyi" olarak gördüğün bir davranış, başkası için rahatsız edici olabilir.
örneğin; bir kişi doğrudan ve dürüst konuşulmasını isterken, başka biri daha diplomatik ve nazik bir iletişimi tercih edebilir. eğer herkes kendi tercih ettiği şekilde başkalarına davranırsa, diğerinin beklentilerini karşılamayabilir.
bir toplumda bireysellik değerliyken, başka bir toplumda topluluk uyumu daha önemli olabilir. bir birey, kendi kültürel kodlarına uygun bir şekilde saygılı davranmaya çalışırken, başka bir kültürde bu kaba algılanabilir.
insan psikolojisi, alışkanlıkları ve içsel sınırları, onun başkalarına tam olarak kendisine davranılmasını istediği gibi davranmasını zorlaştırır. bunun birkaç sebebi var...
bilişsel çarpıtmalar; insanlar genellikle kendilerine yönelik davranışları farklı, başkalarına yönelik davranışları farklı yorumlar. örneğin, kendileri sinirlendiğinde haklı bir sebep gösterirken, başkası sinirlenince bunu oto kontrol problemi olarak değerlendirebilirler.
bireysel sınırlar ve koşullar; bir insan yorgun, stresli veya zor bir dönemden geçerken, en iyi halindeki gibi davranamaz. başkalarına empatiyle yaklaşmak teoride kolay görünse de, kişinin kendi durumuna göre değişebilir.
insanın dışsal faktörleri suçlama eğiliminde olduğunu ama aslında davranışlarının ve tepkilerinin temel kaynağının kendi iç dünyası olduğu bilinir.
dış koşullar aynı olsa bile, farklı insanlar aynı olaylara farklı tepkiler verebilir...
örneğin; biri kaba bir şekilde eleştirildiğinde sakin kalırken, diğeri aşırı tepki verebilir. burada sorun eleştirinin kendisinde mi, yoksa bireyin ona verdiği tepkide mi ayrıca tartışmak gerekir.
bir kişi trafikte sabırsızca korna çalarken, kendisine çalındığında sinirlenebilir. burada dışsal durum aynı ama algı farklıdır.
örneklerden yola çıkarak insanın kendisini merkeze koyma eğilimi ve kendi farkındalığını geliştirmeden başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kuramayacağını söyleyebiliriz.
özetle, motto (ilke) doğru ama uygulanması insanın doğası gereği zordur. çünkü insanlar kendilerini genellikle dış koşullardan bağımsız, başkalarını ise dış koşulların etkisiyle hareket eden varlıklar olarak görme eğilimindedir.
dolayısı ile toplumsal uzlaşı açısından bir ilke olarak; başkalarına, kendine davranılmasını istediği şekilde davranmalı insan. ama denediğinizde bunu yapamadığınızı göreceksiniz. çünkü herkesin kendinde insan doğası kaynaklı bir problem söz konusu...